İnsan vücudundaki sindirimin başlangıç noktası olan ağızda yer alan dişler, sağlıklı ve tam sindirim açısından büyük önem taşır. Besinlerin tam olarak öğütüldükten sonra mideye gönderilmesini sağlayan dişler, zaman içerisinde farklı sağlık problemleri ile karşı karşıya kalabilir. Bu problemler dişlerde ağrıya, hassasiyet yaşanmasına, şişlik ve iltihaplanmalara neden olabilir. Diş tedavilerinin acılı olduğu ve uzun sürdüğü yönündeki eskiden kalma önyargılar, pek çok insanın bu ağrılarla ya da olumsuzluklarla yaşamaya devam etmesini de beraberinde getiriyor. Oysa günümüzde, tıp teknolojileri ve tekniklerinde yaşanan gelişmelerle birlikte bu tür sorunlarla mücadele edebilmek çok daha kolay. Kanal tedavisi de bu doğrultuda sıklıkla başvurulan ve yüksek başarı oranına sahip tedavilerden biri.
Endodontik tedavi olarak da adlandırılan kanal tedavisi diş kliniklerinde en çok uygulanan tedavi yöntemlerinden biri. Diş hekimliği eğitimini tamamladıktan sonra kök kanalı tedavisi alanında uzmanlığını tamamlamış ya da doktorasını almış hekimler tarafından gerçekleştirilen bu uygulama, enfekte olmuş bir dişin pulpasının çıkarılması ve temizlenmesi anlamına gelir. Dezenfekte edilen diş daha sonra dolgu ile kapatılır. Sinirler, kan damarları ve bağ dokusunun yer aldığı pulpa, dişlerin kök uçlarına kadar uzanır. Kanal tedavisinin gerekli olduğu durumlarda bu tedavinin yapılmaması; şiddetli ağrılar yaşanması, enfeksiyon oluşumu ve yayılımı, pulpanın tamamen ölmesi ile birlikte diş ve kemik kaybı gibi olumsuz sonuçlar yaratabilir. Günümüz teknolojisi ile oldukça kolay ve acısız bir şekilde gerçekleştirilen kanal tedavisi ile dişler çekilmekten kurtarılabilir.
Kanal tedavisi, dişlerde ve diş köklerinde görülen farklı problemlerden dolayı uygulanabilen bir yöntem. Bu tedavinin gerekli olup olmadığı ise uzman hekim tarafından yapılacak detaylı muayene ve röntgen sonrasında belirlenir. Kanal tedavisi gereken durumlar, genel olarak şu şekilde sıralanabilir:
Dişlerde zaman zaman sıcağa ya da soğuğa karşı hassasiyet gelişebilir. Birkaç günde geçen hassasiyetlerde çoğu zaman kanal tedavisine gereksinim duyulmaz. Ancak hassasiyetin kalıcı hale gelmesi, sıcak ve soğuk temasında dişlerde sızı hissedilmesi durumunda kanal tedavisi uygulanır.
Sağlıklı dişlere sahip olan bireyler yiyecekleri ısırdıkları ya da çiğnedikleri zaman herhangi bir ağrı hissetmezler. Ancak dişte var olan bazı sorunlar, bu işlemleri yaparken diş köklerinde ağrı yaşanmasına neden olur. Çiğneme ve ısırma işlevlerine ağrının eşlik etmesi halinde de kanal tedavisine başvurulur.
Diş çürükleri, kanal tedavisi gerektiren durumlar arasında ilk sırada gösterilebilir. Özellikle çürüğün yüzeyde kalmadığı ve dişin köküne kadar uzandığı vakalarda, bu tedavi ile dişin çekilmekten kurtarılması sağlanır.
Dişlerde zaman zaman karşılaşılan çatlaklar da hem hassasiyet oluşmasına hem de estetik olmayan bir görünümün ortaya çıkmasına neden olur. Buna bağlı gelişen komplikasyonların giderilmesi için kanal tedavisi uygulanır.
Kanal tedavisine ihtiyaç duyulan durumlar, yalnızca diş sorunlarıyla sınırlı değil. Şişlik başta olmak üzere diş etlerinde görülen bazı problemler de kanal tedavisini gerekli kılabilir.
Her ne kadar pek çok kişinin korkulu rüyası olsa da günümüzde kullanılan modern araç ve yöntemler sayesinde kanal tedavisi oldukça kolay bir işlem. Bunun için ilk olarak uzman hekim tarafından röntgen çekimi yapılır ve dişin kök durumu ile pulpanın mevcut hali görüntülenir. Kanal tedavisine gereksinim görülmesi durumunda, uygulama alanı lokal anestezi ile uyuşturulur. Anestezinin tamamlanmasıyla birlikte ilk olarak pulpa çıkarılır. Hekim yapılacak tedavinin süresini saptamaya çalışır ve gerekli planlamaları yapar. Farklı boyutlara sahip aparatlar kullanılarak kanal temizlenir ve yeniden şekillendirilir. Bu işlemin tamamlanmasından sonra diş oyuğu dolgu ile kapatılır. Bazı durumlarda geçici dolgu kullanılarak, 1 hafta iyileşme süresinden sonra kalıcı dolgu da uygulanabilir. Geçici dolgunun çıkarılması ve kalıcı dolgunun uygulanması esnasında herhangi bir acı hissedilmez. Kullanılan anestezik yöntem sayesinde, tüm uygulama boyunca da hasta konforu maksimum düzeyde olur. Kanal tedavisi her seansta 30 ila 45 dakika arasında gerçekleşir. Dolgu da yapıldıktan sonra dişin detaylı röntgeni çekilir ve yapılan uygulama tekrar değerlendirilir.
Kanal tedavisi diş hekimliğinde başarı oranı en yüksek tedavi yöntemleri arasında yer alır. Doğru şekilde yapılan bir tedavi, ömür boyu dişin korunmasını sağlayabilir. Bununla birlikte kanal tedavisi esnasında sinirler de alındığı için, diş canlı dokusunu kaybeder. Tedavi esnasında dişlerde bulunan canlı maddeler de büyük oranda kaybolduğu için, dişler kırılgan hale gelebilir. Özellikle kanal tedavisi uygulanan diş ile sert şeylerin yenilmeye çalışılması kırılmaların yaşanmasına neden olabilir. Bu türden bir sorunla karşılaşmamak için kanal tedavisi sonrasında porselen diş kaplama yapılması ya da porselen dolgu olarak adlandırılan dolgular kullanılarak dolgu işleminin tamamlanması tavsiye edilir. Kırılmaya karşı alınacak bu koruyucu önlemler sayesinde, kanal tedavisi yapılan diş ömür boyu sorunsuz bir şekilde kullanılabilir.